Dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu (dehb) nedir? Kaç tip dehb vardır? Konu hakkında detaylı ve güncel bilgiler için bu makaleyi okuyun
Hiperaktiflik yaramazlık değildir.
Her yaramaz çocuk hiperaktif değildir.
Bu tanı bazı insanların ileri sürdüğü gibi “kötü yetiştirilmiş ve yaramaz” çocukları tanımlamak için kullanılan bir etiket değildir. Bu hastalık, tanı ölçütleri net olarak belirtilmiş, tıbbi bir rahatsızlıktır.
Hiperaktivite çocuğun sadece yaramazlık sorunu değildir. Bunu bir terbiye sorunu olarak görmek de yanlıştır.
Aşırı hareketlilik (oturduğu yerde duramama, kıpır kıpır ve hareket halinde olma, çok konuşma), dürtüsellik (karşısındakinin sözünü kesme, sırasını bekleyememe, acelecilik-isteklerini engelleyememe ve geciktirememe) ve dikkat eksikliği (dikkatinin kolay dağılması, dikkatini sürdürememe, dikkatini yaptığı işe yönlendirememe, başlanılan işi bitirememe, düzensiz çalışma, dağınıklık, unutkanlık) ile karakterize gelişimsel bir sorun olan tabloyaDİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU (DEHB) denilmektedir.
Bu tanının konulması için belirtilerin yedi yaşından daha önce de var olması, en az altı ay süresince devam etmesi ve normal kişilerde olandan daha fazla olması gerekmektedir.
Kaç tip DEHB Vardır?
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar üç ayrı gruptaele alınır:
1.Hem dikkat hem aşırı hareketlilik-dürtüsellik sorunları olanlar.
2.Sadece dikkat sorunları olanlar.
3.Sadece aşırı hareketlilik-dürtüsellik sorunları olanlar.
DEHB Ne Kadar Sıklıkla Gözlenir?
Okul çağı çocuklarında yaygın görülen bir rahatsızlıktır. Yaklaşık ilköğretim çağı çocuklarının % 5-8’inde bu rahatsızlık vardır. Erkek çocuklarında kız çocuklarına göre 4–8 defa daha fazla görülür. Erkek çocuklarında aşırı hareketlilik-dürtüsellik sorunları,kız çocuklarında ise dikkat eksikliği belirtileri ön plandadır.
DEHB’ye Yol Açan Şeyler Nelerdir?
Hastalığın ortaya çıkmasında en önemli rolü kalıtımın oynadığı ve diğer etkenlerin ise gebelikte alkol ve/veya sigara kullanımı, annenin gebelikte geçirdiği hastalıklar, doğum öncesi-doğum-doğum sonrası yaşanan sorunlar, çocuğun beyin hasarları geçirmesi, kurşun zehirlenmesi, aile yapısı ve işleyişinde bozukluklar olduğu iddia edilmektedir.
DEHB’nin Tedavisi Gerekli midir? Tedavi Edilmediğinde Nelerle Karşılaşırız
Bu rahatsızlık kendiliğinden düzelmediği gibi, bu çocukların 2/3’lük bir kesimi sınıf tekrarı, okuldan uzaklaştırma ya da atılma gibi problemlerle karşılaşmaktadır. Bu çocukların olumsuz çevresel koşullarda yetişmesi ‘davranım bozukluğu’ riskini artırmakta ve başları yasalarla daha çok belaya girmektedir.
DEHB’nin Belirtileri Nelerdir?
Bu çocuklar yaşıtlarına göre aşırı hareketlidir. Acelecilik, isteklerini erteleyememe, sorulan sorulara düşünmeden çok çabuk cevap verme, başkalarının sözünü kesme ve sırasını beklemekte güçlük çekme gibi belirtiler görülür. Bebekliklerinde huysuzlukları, az uyumaları ve yememeleri anne babayı bıktırır derecededir. Okul öncesi dönemde ise ev içinde koşuşturur, yükseklere tırmanır, dolap tepelerinde gezer, bir motor tarafından itiliyormuşçasına aşırı hareketlilik vardır. Bu çocuklar kısa bir süre bile oturamaz, sakin bir şekilde oynayamazlar. Kıpır kıpırdırlar, elleri dursa ayakları durmaz. ‘Dur’ ve ‘yapma’ sözünden anlamazlar.
Aşırı hareketlilik yanında öğrenme üzerine olumsuz etkisi olan belirti ise dikkat eksikliğidir. Dikkatini bir noktaya toplayabilmesinde güçlük, dış uyaranlarla dikkatin çok kolay dağılabilmesi, unutkanlık, eşyalarını veya oyuncaklarını sık sık kaybetme ve düzensizlik gibi belirtiler bulunabilir. Bu çocukların ilgileri kısa sürelidir. Oyun kurma ve devam ettirmeleri zordur. Uzun süre televizyon izleyebilmesi ya da atari-bilgisayarla oynayabilmesi dikkat problemleri olmadığını göstermez. Çabuk sıkılır ve bir etkinlikten hemen başka bir etkinliğe geçerler. Beklemeyi hiç sevmezler, sabırsızlıkları nedeniyle işlerin hemen halledilmesini isterler.
Okul dönemlerinde ise ders çalışmayı sevmezler. Masanın başında oturma süreleri çok kısadır. Çeşitli bahaneler uydurarak sık sık masanın başından kalkarlar ya da anneyle birlikte çalışmak isterler. Sınıfta dersi izleyemezler. Sınavlarda dikkatsizlik nedeniyle çok basit hatalar yaparlar. Cevabını bildikleri sorulara dahi yanlış cevap verirler. Çabuk sıkıldıklarından bazı soruları okumadan cevaplarlar. Yanında birisi olmadan ödevlerini kendi başlarına yapamazlar.
Üçüncü ana belirti dürtüsellikyani sonunu düşünmeden eyleme geçmedir. Sonradan pişman olacakları hareketleri sonunu düşünmeden gerçekleştirirler. Başkalarına söz ya da fiili olarak sataşır ve huzursuzluk çıkarabilirler. Arkadaşları tarafından geçimsiz olması, sırasını beklememe ve kurallara uymama nedeniyle istenmeyen çocuk ilan edilir. Tepkilerinde abartılı ve acımasız olabilir. Önünü arkasını düşünmeden korkusuzca davranabilirler. Bu davranışları çeşitli tehlikelerle yüz yüze gelmelerine yol açabilir. Çıkılması tehlikeli ve yasak yerlere çıkarlar. Evden çok uzaklara gidebilir.
Tehlikeli; yanıcı, kesici ve delici aletlerle oynayabilirler. Bu çocuklar kendilerini kontrol etmedeki güçlükleri nedeniyle nerede durmaları gerektiğini bilemezler. “Sonunu düşünmeden eyleme geçme” olarak tarif edilebilecek olan dürtüsellik çocuğun sosyal uyumunu da büyük ölçüde bozar. Çocuk yapmaması gerektiği ve yanlış olduğunu bildiği bazı davranışları yapmaktan kendini alamaz. Çevresindeki insanlara ve eşyalara zarar verir, sonrasında üzülür ancak kısa bir süre sonra aynı kötü davranışı tekrarlayabilir. Uyulması gereken basit kurallardan ahlaki prensiplere kadar tüm sınırlama ve yaptırımlara karşı reaksiyonları nedeniyle büyük tepki çekerler. Sürekli azarlanır, hakaret işitir ve zaman zaman cezaya çarptırılırlar.
Bu Rahatsızlığın Tedavisi Var mıdır?
DEHB tedavisi bazı kişiler tarafından basite alınmaktadır. Aslında gözünde görme bozukluğu bulunan çocuğun bu rahatsızlığının düzeltilmesi yaşamsal görülmeyebilir. Ancak kişinin yaşam kalitesini, çevresiyle ilişkilerini, işi ve okul başarısını etkilediğini biliriz. DEHB da bunun gibidir. Yaşamsal değildir. Ancak yaşamı etkiler.
DEHB’da çoğu zaman ilaç tedavisi ile yapılandırılmış tavsiye, destek ve davranış eğitimi programının birlikte kullanımı en iyi yol olarak değerlendirilmektedir.
Kullanılan ilaçların asıl amacı çocuğun dikkatini artırmak ve hareketlerini kontrol etmesini sağlamaktır. Bu amaç için kullanılan ilaçlardan çok iyi sonuçlar alınmaktadır. Kullanılan ilaçların çocukları uyuşturacağı ya da bağımlılık yapabileceği gibi yanlış bir kanaat vardır.
Bu Çocuklara Nasıl Yaklaşılmalıdır?
Bu çocuklara terbiye etmek bahanesiyle uygulanacak şiddet ve ölçüsüz cezalar sorunun daha da büyümesine yol açar. Oysa yapılması gereken temel kuralları zedelemeden ve başıboş bırakmadan sınırları oldukça esnek tutmaktır.
Ağır DEHB’si olan çocukların çoğunluğunda ilaç tedavisine öncelikle ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu tıbbi durumun ilaç tedavisi yanında eğitsel tedavilerle desteklenmesi de gereklidir. DEHB’nin nedeni kötü ebeveynler veya öğretmenler değilse de, aile ve öğretmenlere verilecek yapılandırılmış öneriler, destekleyici ve davranışsal programlarla çocuğun davranışlarında ve dikkatini yönlendirmede olumlu değişiklikler yapmak mümkündür.
Bireysel özelliklerinin dikkate alınacağı az mevcutlu sınıflarda ya da okula destek olarak bireysel eğitime alınmaları da gerekebilir.
Kaynak: https://www.doktorsitesi.com’ a Teşekkür Ederiz
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)