Ben kimim ?

Bu hayatta çok istediğimiz, çok sevdiğimiz bir şey olmalı, uğruna sabah uyanmak istemeliyiz. Bu mesleğin benim içinde anlamı böyle .

Burda size bir kavramdan söz etmek istiyorum. Savaşçı kavramından.

Savaşçı

Neden savaşçı ? Neden barışçı değil ? çünkü bir savaş verilmeden barış olmaz.

Savaşçıyı savaşçı yapan onun kendine , topluma, yaşama bakış tarzıdır , yaşam felsefesi ve bu yaşam felsefesi içinde yaptığı eylemdir.

Peki savaşçı kimdir? Nasıl tanırız?
Hapishanedeki biriysek savaşçıyı tanıyamayız. Savaşçı tanımak anlamak hapishaneden çıkmış olmamız gerekir.
Hapishanede olduğumuzu keşfettiğimiz an , savaşçıyı olma yolunda ilk adımı atmış oluruz.
Uyanış yaşamak gibi.

Psikolog Olmak

Her yeni gün bir başkasının hayatına dokunmak benim için öncelikli tanım .
Psikolog olmak, hem kalbin hem de ruhun üstesinden gelmesi gereken bir zorluktur.

Kendi sürecinden geçen duygularını yöneten kendini eğiten ve terbiye eden kişi. Danışanın hikayesine konuk olan kişi. Yol arkadaşı, eşlikçi.

Psikoterapi Sanatı

Psikoterapi nedir?

Psikoterapi insanı ve kusurlu bir sanattır. Danışanı gerçekten tanımak , gitmeye ihtiyaç duyduğu yere onunla beraber gitmeyi göze almak demektir. Günümüzde artık karşılıklı konuşma gibi görünen şeylerin , konuşmacıların sırayla değiştiği monologlar görüyor ; her biri karşısındakinin söylediklerini sadece kendi düşüncelerini ve çağrışımlarını harekete geçirmek üzere kullanıyor.

Psikoterapi tam olarak bunun kontrastı yani , danışanın kendi sürecine ait olan yerdir.

Sözün önemi hayatımızda göz ardı edilemez. Şöyle bir söz vardı , söz ola savaş kese söz ola baş kese. Sözün önemini vurgular niteliktedir.

Sözün beyinde uyarılmaları ve bağ kurmanın beyni değiştirici bir özelliği vardır. Hayatımızda sözü böyle
kullanabilme sanatı psikoterapidir. En temel seviyede psikoterapi kişilerarası bir öğrenme
ortamıdır.

Bu ortam pek çok bakımdan bir çocuğun düzgün bir şekilde yetiştirilişine benzer. En iyi öğrenme ortamını sağlayan şey , kişinin empati yapabilen biriyle besleyici bir ilişki kurması, aynı zamanda hayatın getirdiği zorluklarla cesaretlendirilmesidir.

Özetle psikoterapi destek olma ve stres yaratma arasındaki bir dengedir.

Terapide İyi olma hali bir sonuçtur. Yani süreçlerin en sonunda sahip olunan haldir.

Hangi ekol, Hangi teori ?

Hangi teoriye yönelinirse yönelsin bütün terapi türleri çekilen acıyı azaltmayı , semptomları en aza indirmeyi ve danışanın hayatındaki stres kaynakları ile baş etme becerisini artırmayı hedefler.

Danışanları görmeye ilk başladığımızda psikoterapinin teorik ve uygulamalı yönleri beynimizin birbiri ile iletişime geçmekte zorlanan iki ayrı kısmında yer alır.
Sağ beyin sol beyin. Sol beyinden sağ beyine aktarım sonrası sağ beyinden sağ beyine bir yol olduğunu ve danışanla bu şekilde iletişim kurma yoluna hakim olmak esastır.

Bazı danışanların birçok problemi varmış gibi görünüyor olsa da tek bir mücadelesi olabiliyor, Sevilmek, değer görme ihtiyaçları gibi.
Bunu fark edip buna uyumlu bir şekilde yapıyor olmak psikoterapi sanatının bir aracıdır.

Kaynak: https://www.doktorsitesi.com’ a Teşekkür Ederiz