Sağlık

Suda doğum felsefesi

Suda doğum felsefesi Konu hakkında detaylı ve güncel bilgiler için bu makaleyi okuyun

Suda doğum felsefesi

SUDA DOĞUM FELSEFESİ
Suda doğum, sıcak bir fanus ya da küvetin içerisinde bebeğini dünyaya getirmek isteyen annelerin seçmiş olduğu bir doğum yöntemidir. Bebek anne karnındaki yaşamını su kesesinde sürdürdüğü için suda doğum yapmanın hem anne açısından hem de bebek açısından faydalı olduğu bilinmektedir. Suda doğum esnasında su sıcaklığı 36 derece ile 38 derece arasında ayarlanmaktadır. Suda doğum uzman bir doktor tarafından su içerisinde gerçekleştirilirken diğer doğum türlerinde olduğu gibi, ilaç kullanımına ya da suni sancı kullanma yöntemine gerek duyulmaz. Yıllardır kadınların doğum esnasında çektikleri sancı ve doğum kaygısını azaltmaya yönelik araştırmalar yürütülmüştür ve bu konu üzerinde birçok farklı yöntemler denenmiştir. Suda doğum bir havuz ya da küvet içerisinde, sıcak suyun gevşetici etkisinden faydalanılarak gerçekleştirilmektedir.
Suda doğum son yıllarda ülkemizde de bazı hastanelerde gerçekleştirilmektedir. Burada sıcak su dolu bir küvette doğum gerçekleşmektedir. Suyun sıcaklığı doğum sırasında devamlı ölçülür ve 37-37.5 derecede kalması sağlanır. Doğum eylemi sırasında havuz suyu; amniotik sıvı (bebeğin kesesindeki sıvı), kan, idrar ve benzeri maddelerle kirlenir. Bu, hem bebeğin hem de annenin doğum sonrası enfeksiyon riskini artırabilir. Bunu önlemek için havuzun suyu belli aralıklarla değiştirilir.
Suda doğumun faydaları nelerdir?
*Annenin sıcak suyun içinde bulunması rahatlamasını, sakinleşmesini ve ağrılarının azalmasını sağlayabilir.
*Suyun sıcaklığı ve kaldırma gücü nedeniyle rahme giden kan akımı artar, rahmin kasılmaları etkinleşir.
*Su vajina ağzını, yani bebeğin çıkış noktasını daha gevşek hale getirebilir, bu da o bölgenin doğumda yırtılması olasılığını azaltabilir.
*Annenin suyun içerisinde hareket etmesi ve pozisyon değiştirmesi daha kolaydır.
*Bebeğin kesenin içindeki sıvı bir ortamdan yine sıvı bir ortama doğarak daha yumuşak ve stressiz bir geçiş yaptığını ve bu bebeklerin daha az ağlayan, daha sakin bebekler olduğunu bildiren uzmanlar vardır.
PSİKODRAMA
Psikodrama, insanlar arası ilişkilerin bilimidir. Eğitim, sağlık, sosyal hizmetler ve endüstri alanlarında çalışan kişilerin mesleğine eşlik eden ve niteliğini arttıran, geliştiren, ileri bir eğitimdir. Öncelikle kişinin spontanlık, yaratıcılık ve davranma geliştirilmesini hedefler. Bu nitelikler, bireyin yaşamındaki seçeneklerin farkına varmasına, bunlar arasından seçim yapabilmesine ve duruma uygun davranabilmesine olanak sağlar. Psikodramayı doğuma hazırlık eğitimlerinde kullanmamızın amacı, anne-baba adayının doğum ve doğum şekli ile ilgili seçimlerinde onlara farkındalık ve kolaylık sağlamak.
Anne-baba adaylarının kendini tanıma, yaşamını istediği gibi yönlendirme ve kendi sorumluluğunu tek başına taşıma yeteneklerinin gelişmesi onların yaşamını daha anlamlı kılar. Kendini tanıyan kimse; dikkatini içinde bulunduğu duruma ve çevresindeki diğer insanlara (eş, çocuk, arkadaş ve işyeri ilişkileri gibi) kolayca serbestçe ve ön yargılara kapılmadan yöneltebilir.
Sorunlar hakkında konuşmak genelde çözüm getirmez. Herkesin görüşü farklıdır, ayrı noktalarla vurgu yapar, değişik çözümler önerir. Bu durum gebelik ve doğum sürecinde zaman kaybına yol açar, nadiren kalıcı etkisi olur ve engellenmeye neden olarak olası sorunları alevlendirebilir.
Psikodrama ile sorunlara tümden farklı yaklaşıyoruz. Öncelikle doğum ile ilgili olası korku ve endişenin ortaya çıktığı duruma bakıyoruz. Bu nedenle ilk önce durumun ne olduğunu saptamaya çalışıyoruz. Sonra bu duruma nasıl gelinmiş ve içinden nasıl çıkılır, onu bulmayı hedefliyoruz. Durum sahneleniyor ve böylece herkes için görünür, somut ve güncel oluyor. Rol alanlar, sorun sanki şimdi burada olmuş gibi canlandırıyorlar. Canlandırma herhangi bir tanımlamanın yapılabileceğinin ötesinde çok şey anlatıyor, gösteriyor.
Kişiler duruma tek tek anımsamak yerine, hep birlikte aynı anda yeniden yaşıyorlar. Değişik psikodrama tekniklerini kullanarak, katılımcıları durumun her öğesini araştırmaya, olabilecek doğum seçeneklerini sınamaya teşvik ediyoruz. Canlandırma sona erince, katılımcılardan rollerinde yaşadıklarını paylaşmalarını istiyoruz.
Çözüme dıştan müdahale ile değil, katılımcıların ortaklaşa çabalarıyla ulaşıldığı için, gerçekleşme ve daha kalıcı olma şansı yüksektir. Ayrıca davranış, kendine ve diğerlerine güveni arttırarak daha fazla sosyal bütünleşmeye yol açar. Oyun sırasındaki açıklık önyargıları azaltır ve her davranışta olduğu gibi, öğrenme ve eğlence, neşeyle iç içedir.

Op.Dr. Ali Ata ÖZDEMİR
Kadın Doğum Uzmanı
Keskesiz Doğum Eğitmeni
Hypnobirthing Eğitmeni

Kaynak: https://www.doktorsitesi.com’ a Teşekkür Ederiz

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL