Sağlık

Cinsel istismara uğramış çocuklarla görüşme koşulları ve ortamı

Cinsel istismara maruz kalmış çocuklar kırılgan gruplar oldukları için görüşme ortamlarında hassasiyet büyük önem arz etmektedir. Cinsel istismar psikososyal gelişim sürecini sona erdirmiş ve yaş olarak küçük sayılan bir çocuğun kendisinden yaşça büyük bir birey tarafından cinsel haz almak amacı ile kullanılmasıdır. Genital kısımlara dokunma, teşhircilik, röntgencilik, pornografiden ırza geçmeye kadar, çok hacimli tüm tutum ve davranışları kapsamaktadır (Polat, 2016, s.103).

Cinsel istismara uğramış çocuklarla görüşme koşulları ve ortamı

Cinsel istismar, psikososyal gelişim sürecini sona erdirmiş ve yaş olarak küçük sayılan bir çocuğun, kendisinden yaşça büyük bir birey tarafından cinsel haz almak amacı ile kullanılmasıdır. Genital kısımlara dokunma, teşhircilik, röntgencilik, pornografiden ırza geçmeye kadar, çok hacimli tüm tutum ve davranışları kapsamaktadır (Polat, 2016, s.103).

Çocuklar ile görüşme yaparken iletişimi kolaylaştıracak bazı beceriler vardır. Bunlar: “Empati kurma becerisi, şartsız bir şekilde pozitif bakabilme becerisi, samimiyet, etkin dinleme, krizi idare etme ve ya çözme becerisi” olarak sıralanabilir. Bunlara ek olarak görüşmecinin ise yetişkinler kadar güçlü olmadıklarının farkında olup, kendileriyle konuşuyormuş gibi bir iletişim sergilemekten kaçınması gerekmektedir.

Cinsel istismar vakalarında görüşme sırasında çocuğun bulunduğu gelişim dönemi de görüşme koşulları açısından önem arz etmektedir. Bu yüzden bakım veren kişiden alınacak olan bilgiler önem taşımaktadır. Bununla birlikte aileyle yardım sağlayıcı bir birliktelik kurmak, bu durumda aile bireyleri tarafına ilgilenildiği mesajını iletmek, beklentileri ve amaçları açıklığa kavuşturmak ile görüşmecinin otoritesini ve gücünü açıklığa kavuşturması gerekmektedir (Polat, 2016, s. 141-147).

Cinsel istismar vakalarında sığ bireysel bir terapiye ek olarak, gerekli görüldüğü takdirde, grup ve ya aile terapisi de uygulanabilmektedir. Olgunun ilk gerçekleştiği dönemde, aile içi istismar vakalarında hekim ile hastanın arasında kurulan ilişki, çocuğun travmasından sonra kurduğu ilk sağlıklı ilişki olarak değerlendirilebilir. Genel olarak kendilerini yalnız, terk edilmiş ve suçlu hissederler. Bu gibi durumlarda destekleyici bir yaklaşım tarzı benimsenmelidir. Bu gibi durumları ortadan kaldırmanın en etkili yolu, cinsel istismarın oluşmasını engellemeye yönelik programlar geliştirilmesidir. Bu şekilde çocuklar ihtimal dahilinde olan istismar hallerini tanımlamayı ve uygun bir yolla tepki vermeyi benimsemiş olmalıdır. Yine bu programlar dahilinde güvendikleri bir yetişkin bireye olayı anlatmayı öğrenmeleri de beklenmektedir (Taner & Gökler, 2004, s. 85).

Cinsel istismar edilişten hemen sonra mağdur çocuğun muayenesi iki aşamada yapılmalıdır. İlk aşamada istismarın akut fiziksel ve psikolojik bulguları saptanmalı; ikinci aşamada ise gebelik ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların tespit edilmesi gerekmektedir. Yine ikinci aşamada örselenme sonrası gerginlik bozukluğu gibi ruhsal bulguların saptanmasına yönelik işlemler de bu aşamada yapılmalıdır. Cinsel saldırı mağdurlarına yapılacak her müdahale için aydınlatılmış onam almak şarttır.

Başlamadan önce görüşmeci tarafından bilinmesi gereken konular şu şekilde sıralanabilir:

– Çabuk endişe etme, dikkat dağınıklığı, yorulma ve sıkılma küçük çocuklar ile görüşme sırasında rastlanabilecek problemlerdir. Bu sebeple birkaç ara ile birlikte görüşme yapılması gerekebilir.

– Bütün olasılıklara açık olunmalıdır. Bildirimin ne kadar inandırıcı olduğu, onun bir o kadar gerçekliğini yansıtmaz. Aksine inandırıcı olmayan bir durumda ihtimalsiz görünen bildirimler cinsel istismar vakası olarak sonuçlanmış olabilir.

– İstismar açığa vurulduğunda genellikle en kötüsü olarak değerlendirdiği olaylar, en sonda aktarılır.

-Tehdit edilmişlikleri ve ya tembih edilmişlikleri vardır. Tehdidi gerçekleştirebileceği korkusu ile sessiz kalabilirler.

-Şüpheli istismarcı hakkında dikkatli yorumlar yapılmalı. Olası bir ihtimal ile çocuğun güvendiği kişiye de yargılayıcı bakmasına sebep olunmamalıdır.

– İstismarı açığa vuran çocuklar, sonuçlardan korkarak söylediklerini geri alırlar. Bu durumda da olayın gerçekliği ve ya yanlış olması söylenenlerin değerlendirilmesine bağlı olarak belirlenir.

– Cinsel istismar vakaları oyun terapisi çerçevesinde gerçekleştiğinde, hayal gücüne teşvik devreye girip, alınacak bilgileri kirletebilir (Polat, 2016, s. 151-152).

Hekim tarafından, mağdur çocuğa güven verici bir biçimde yaklaşım sergilenmeli, rahatlatıcı olunmalı, saygı ile yaklaşılmalı, görüşme ve muayene sonuçları hakkında, çocuğun anlayabileceği bir şekilde kendisine ve yaşına uygun bir düzen ile bilgi aktarılmalıdır. Çocuğun yaşına bağlı olmak üzere ebeveyninden ve ya sorumlu olan birey her kimse ondan yazılı onam alınmalıdır. Ortamın çocuğun fiziksel koşullara ayak uydurabileceği bir şekilde dizayn edilmiş olması gerekmektedir.

Hekimin ilk görevi olarak tedaviyi uygulamak, duygusal açıdan rahatlamak ve güven vermek temel görevleridir. Mümkün olduğunca kısa zamanda muayene sonuçları hazırlanmalı ve adli rapora geçilmelidir. Çocuk istismarı çeşitleri göz önünde bulundurularak hangi türde bir ihmal ve istismar olduğu açık bir şekilde ortaya çıkartılıp belirtilmelidir. Muayene sonucunda cinsel saldırıya dair herhangi bir düşündürücü bulgu da bile yetkililere ve gerekli mecralara bilgi verilmelidir. İstismar büyük ölçüde belirli bir zaman gizli kalır ve olgudan hemen sonra belirlenemez. Bu gibi durumlarda muayene zamanlaması dikkatli ve dengeli bir şekilde belirlenmelidir (Özdemir & Celbis, 2012, s. 57-58).

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 280. maddesinin içeriğine bakıldığında; adli bir olgu olarak sayılan istismar ile karşılaşıldığı zaman, hekim tarafından gerekli mecralara ve adli makamlara bildirilmesi konusundaki yasal madde hakkında bilgi sahibi olunabilir (Kolektif, 2016, s. 8).

Cinsel istismar ve aile içi cinsel istismar olgularında çok boyutlu ve multidisipliner çalışmanın önemi büyüktür. Çünkü var olan problem aileyi çok boyutlu etkilemektedir. Bu değerlendirme sürecinde, çocuk ve ailenin beraber irdelenmesi gerekmektedir (Küçükkaraca & Albayrak, 2016, s.103).

Fizik muayeneden önce öykü alınmalı ve olabildiğince çocukla birebir ve yalnız görüşülmelidir. Görüşme süresince sorular ve yanıtlar herhangi bir kayıt cihazı tarafından görüntülü bir şekilde kaydedilmemelidir. Bu durumun çocuktaki posttravmatik sürecin tekrar ortaya çıkmasını engellemek adına yapılmaktadır. Nötral bir tonda yapılması gereken görüşme için tehditkar olmayan sessiz bir ortam seçilmeli ve çocuğa verilecek ilk bilgi olarak görüşmenin amacı; onun diline uygun bir şekilde aktarılmalıdır. Görüşmenin yapıldığı ortamda çocuk ile hekim aynı hizada oturmalı ve engelleyici bir durum söz konusu olmamalıdır.

Haber muhabiri tarzındaki “Kim, ne zaman, nerede?” gibi soruların sorulmamasına özen gösterilmeli; bunların yerine açık uçlu sorular sorarak çocuk konuşmaya teşvik edilmelidir. Bu açık uçlu sorulara “söylemek istediğin başka şeyler de var mı?” ya da “daha sonra ne oldu?” örnek olarak verilebilir. Bu sorulara karşılık alınan cevaplarda çocuğun tepkilerine dikkat edilmeli ve görüşülecek diğer ilişkili bireyler ile ayrı ayrı görüşülmelidir. Aileden alınan doğum öyküsü, daha önce herhangi bir fiziksel ya da ruhsal bir hasar görüp görmediği, hastanenin acil servisine ne sıklıkla başvuru yaptığı, gerekli aşıların yapılıp yapılmadığı, gerekli besin kaynaklarının karşılanıp karşılanmadığı, hastanede yatılı olarak kalıp kalmadığı ve bunun gibi konularda bir takım bilgiler alınmalıdır. Çocuk hastaneye getirildiğinde bakımını üstlenen kişinin yanında olup olmadığı ve tıbbi tedavi başvurusu için gecikme olup olmadığı bu hususta dikkate alınması gereken unsurlardandır. Görüşmeden sonra tutulan rapor kronolojik bir şekilde rapor haline getirilmeli ve en yakın sosyal hizmetler, çocuk esirgeme kurumu ve ilgili adli makamlara aktarılmalıdır (Yarar & Yarış, 2011, s.181).

Cinsel istismara maruz kalmış çocuklarda, istismara yönelik bir belirtinin ya da normal yaşam koşullarına dair anormal bir duruma rastlanmaması istismar olmadığı anlamına gelmez. Bunu belirlemek için de geniş çaplı bire inceleme yapılması gerekir. Yapılan incelemede alınacak olan anamnez ile birlikte gelen çocuğun postürü, buna ek olarak kıyafetindeki leke ve ya yırtıklara dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle yasal inceleme evreleri ile birlikte, objektif bulgularla beraber biyolojik örneklerinde incelenip, değerlendirme sürecine katkı sunması gerekmektedir (Demirci, Doğan, Erkol & Deniz, 2008, s.47).

Küçük çocuklarla yapılan görüşmede algılanacak olan bilgilerin kesinliğini arttırmak için; çocuğun üzerinde otorite kurma gibi yönlerin ortadan kalkması; açık uçlu sorularla başlayıp, spesifik sorulara doğru kayılması; gerekli detayların çocuğun gelişim düzeyine göre ayarlanması; çocuğun işaret ettiklerinin takip edilmesi; kapalı uçlu soruların üst üste sorulmaması; rüşvet verilmeyip, tehdit edilmemesi ve aldatılmaması; seçici ödül kullanılması gerekmektedir. Bilgi toplama evresinde problemin ve hislerin odak noktasına dikkat edilmesi gerekir. Bunlarla birlikte koşullara, yere ve olaylara ilişkin odak noktasıyla birlikte bireylere ve ilişkilere de odaklanmak gerekmektedir. Yine odak noktası olarak değerlendirilebilecek kavramlardan biri de “sırlar, dokunma ve mahrem bölümlerdir (Polat, 2016, s.152-153).

Değerlendirme sürecinde önem arz eden bir başka kavram da çocuğun zeka düzeyidir. Eğer zeka geriliği tanısı almış bir çocuk ile karşılaşılırsa çocuğa karşı uygulanan cinsel istismar eylemini ve sonuçlarını ne kadar etkilediği düşünülmeli ve belirtilmelidir. Bunlarla birlikte görüşmenin yapılacağı ortam, çocuk dostu ve güvenli bir ortam olması gerekmektedir. Çocuktan bilgi alabilmek adına odaya konulabilecek çeşitli materyaller konulmalıdır. Ortam şartları rahat ve telefon, alarm gibi başka kişiler ve ya nesneler tarafından görüşmenin bölünmemesi gerekmektedir. Çocuğun tek başına görüşmeci olması ya da güvendiği biri ile birlikte görüşmeci olması konusundaki tartışmalar çeşitli kaynaklarda devam etmektedir.

Hekim, görüşme süresince çocuğun kendini suçlu hissetmesine mani olmalı ve güvenli bir ortamda olduğunu hatırlatmalıdır. Olumsuz gidişat yerine, kişinin olumlu davranışlarına odaklanmayı ve ön plana çıkarmayı sağlar. Görüşmeye okul, hobiler sosyal hayat, oynanılan oyunlar gibi çocuğun alışkın olduğu genel konulardan başlanılır. Bunlarla birlikte tüm bir günü anlatması ya da geçmişte yaşadığı güzel anılarıyla ilgili herhangi bir şeyler anlatması da istenilebilir. Bu tür sorular uzman kişi ile güven ilişkisi kurulmasına ve çocuk tarafından görüşmenin nasıl olacağına dair bilgi sahibi olmasına yönelik yatırımlar olarak değerlendirilmelidir. Otoriter bir duruş sergilenmemeli ve işbirlikçi olunmalıdır (Güler, Yıldırım, Kütük & Toros, 2016, s.99).

3. Öneriler

Görüşme ortamlarında görüşmecinin kapıya yakın tarafta ve kendi olası bir probleme karşı dışarıya atabileceği mesafede oturması gerekmektedir. Çocuktan ve yakınlarından alınan öykü ile bir sonraki görüşmede ortamı öykü ile değerlendirerek dizayn edilmesi, çocuğun kendini daha güvende hissedip çözülmesini sağlayabilir. Cinsel istismar sadece temas kurularak sağlanan bir durum değildir; bu yüzden görüşme ortamında cinsel obje olarak değerlendirilebilecek olası nesneler bulundurulmamalıdır.

Eğitim programları düzenleyerek, çocukların ve ailelerin bu konularda bilinçlenmesi ve karşı karşıya kalınması sonucu başvurulacak yerlerin tanıtılması istismar oranının azalması adına yapılabilecek bazı çalışmalardır.

KAYNAKÇA

Demirci Ş., Doğan K.H., Erkol Z., & Deniz İ. (2008). Konya’da cinsel istismar yönünden muayenesi yapılan çocuk olguların değerlendirilmesi, Türkiye Klinikleri, 5 (13), s. 43-49.

Ed. Kurtul K, Çev. Vural M. (2012). Cinsel istismar mağduru çocuklara bakım kılavuzu, Uluslararası Kurtarma Komitesi, Unicef, 2015, New York.

Güler G., Yıldırım V., Kütük M.Ö. & Toros F. (2016). Adli psikiyatrik değerlendirme ve çocuk ile iletişim, Adli Tıp Bülteni, 21 (2), s.98-106.

Kolektif (2016). Çocuk istismarına yönelik rapor, İstanbul.

Küçükkaraca N., Albayrak H. (2016). Çocuğa yönelik cinsel istismar ve hegemonik erkeklik algısı: neden sonuç ilişkisi üzerine bir tartışma, Sosyal Bilimler Dergisi, 9 (1), s. 85-108.

Polat, O. (2016). Adli psikolojiye giriş, Seçkin Yayınları, Ankara.

Özdemir B., Celbis O., Cinsel saldırıya uğramış çocukta erken ve geç muayene bulgularının değerlendirilmesi, Tıp Bilimi Dergisi, 1 (1), s. 55-64.

Taner Y., Gökler B. (2004). Çocuk istismarı ve ihmali: psikiyatrik yönleri, Hacette Tıp Dergisi, 35, s. 82-86

Yarar F., Yarış F. (2011). Birinci basamakta çocuk istismarı ve ihmaline yaklaşım. Türk Aile Hekimleri Dergisi, 15 (4), s. 178-183.

Yüksel Ş., Saner S. (?). Çocuk cinsel istismarı ve zor açığa çıkması, Bilgilendirme Dosyası, s. 1-34.

Kaynak: https://www.doktorsitesi.com’ a Teşekkür Ederiz

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL